vatanseverlik

    türkiye'de en kolay olunan şeyin* ideolojisi. bunun için öyle birikimli olmanıza, kendinizden bir şeyler riske etmenize, bir şeyler okumanıza falan gerek yoktur. talancının, hırsızın, adi suçlunun bile asla düşmeyen kalesidir. en güzel yanı ise kendinizi bu gruba soktuktan sonra dilediğinizi vatan haini ilan etme hakkına sahip olmanızdır.

    dr. johnson'un ta 18. yüzyılda söylediği "vatanperverlik edebiyatı, bir rezilin son sığınağıdır" sözü, bakın çevrenize, bugün de değerinden bir şey kaybetmemiştir.
    (08.01.2009 14:42)

taraf

    türk insanı tek kutuplu düşünmeyi ve kendisinden farklı düşünenleri hazmedememe özelliğine sahip olduğu için bu gazeteyi de kabullenemedi. önce iktidar yanlısı dendi ama başbakan'ın yanlışları arttıkça bakıldı ki herkesten daha ağır eleştirdiler.(bkz: paşasının başbakanı) şimdi de hıyanet-i vataniye ile suçlanıyorlar. oysa ki bu gazetenin kadrosunun tek bir özelliği var: dokunulmazların pis işlerini ortaya çıkarmak, demokrasiye ve bireye fazlaca bağlı olmak. o kadar fazla ki, bu topluma çok büyük geliyor.

    gazetenin yazarları isteseler herhangi bir gazetede büyük paralara yazabilirler ama bu gazetede neredeyse maaşsız -sembolik bir rakama- yazıyorlar. ha, bir de 7 kupona 10 kitap dağıtarak türkiye'de hiçbir gazetenin cesaret edemediğini yaptılar. çünkü amaçları para kazanmak değil, daha fazla insana ulaşarak bildikleri doğruları paylaşmak.
    (28.12.2008 18:03)

youtube

    hakkında açılan henüz sonuçlanmamış binlerce dava varmış.
    "ne diyelim, bu dünyada erişemedik, öbür dünyada inşallah"*
    (28.12.2008 17:54)

pratisyen hekim

    aslında akademik bir unvan olan doktorluğun bile kendilerine çok görüldüğü tabakadır. doktor olabilmek için 6 sene bir tarafınızı yırtmak da yetmiyor, üstüne bir de tez verirlermiş eski tıpçılar. sonraları tez olayı kalkınca 6 sene eğitimle doktor değil, hekim olabiliyorsunuz. adam yerine konulmama sorununa gelince, doktor piyasası uzmandan geçilmezken hastaların terdavide pratisyenlere rağbet göstermemesi çok tabiidir. biz körpelere düşen de mezun olur olmaz yeni bir öss tadında tus belasını atlatıp adam yerine konulan hekimler sınıfına girmektir.
    (28.12.2008 17:51)

sartre

    her ne kadar kendisine gönderilen yarasalara cevap vermeme gibi bir huyu olduğu izlenimine kapılsam da dolu dolu yazan, farklı düşünen ve farklı düşüncelerini siyasi bir üslupla değil, olabildiğince mantıklı cümlelerle dile etirebilen bir vampire benziyor. sanırım o nedenle benzer konularda benzer mantıkla benim yazdıklarım yerin dibine batırılırken, bakıyorum, kendisine pek kimse dokunamıyor. lutfedip diyalog kurarsa işin sırrını öğreneceğim.

    bu sözlükte gerççekten iyi yazan birkaç isim keşfettim. umarım daha çok vardır ve hepsini teker teker mağaralarından çıkarırım. korkun benden!
    (27.12.2008 13:42)

zenci yanıyor zenci

    dün akşam haberlerinde tarlabaşı'nda yasadışı mültecilerin kaldığı bir binada çıkan yangın görüntüleri verilirken aşağıdan bir vatandaşımızın, binanın ikinci katında mahsur kalan siyahi adamın durumunu anlatmak için kullandığı cümle.*
    (27.12.2008 13:31)

doktor

    en nihayetinde pes edip sıınıfta kalmazsam iki sene sonra olacağım şeydir. bir doktora tüm gıcık hal ve hareketlerine rağmen saygı duyulmalıdır, çünkü ömür törpüsü bir meslektir. diğer meslekler gibi mezun olduktan sonra üniversiteden aldıklarınızla idame ettitebileceğiniz bir iş değildir doktorluk. ve eğer vicdan denen şeye sahipseniz "hatasız kul olmaz" sözünü unutmanız gerekir. hocalarımız bize her zaman yanımıza gelecek hastaları kendi annemiz, babamız, yakınımız gibi düşünmemizi öğütler, benim asıl korkum da bu. acaba zaman içerisinde oluşacak bıkkınlık böyle bakmayı engeller ve beni de hastaların sevmediği doktorlar kategorisine sokar mı?
    (25.12.2008 19:45)

antihistamin

    alerji ve onun doğurduğu kaşşıntıdan muzdarip olanlar için dünyanın en güzel sözcüğüdür. antihistaminler aslında kaşıntıya neden olan kaynağı kurutmazlar, hücrelerin salgıladığı histaminin tutunduğu reseptörleri işgal ederek etkili olmalarnı engellerler. birinci nesil antihistaminlerin başta uyku olmak üzere çokça yan etkisi varken ikinci nesil antşhistaminler bu sorun yaşanmaz.
    (25.12.2008 19:37)

histamin

    vücut hücrelerinin genellikle belirli tepkimelere karşı verdiği reaksiyon sonucu salgıladığı ve salgıladıkça da insanı burcu burcu kaşındıran maddedir. kaşıntıya sebep olan ana madde budur ama onun da ilacı vardır (bkz: antihistamin)
    (25.12.2008 19:35)

beyin ameliyatı

    çocukken bu işi yapan cerrahın ameliyat için açtığı kafanın içinin boş olduğunu görünce alacağı yüz ifadesini merak etmişimdir hep. çünkü o zamanlar çevremde sıklıkla kullanıldığı ve sanırım beynim bugünkünden daha küçük olduğu için için gerçekten bazı insanların beyinsiz olduğuna inaırdım.*
    (25.12.2008 19:31)

ozurdiliyoruz com

    Mesele "Onlar"ın da bizden özür dilemesiysee alın size "Onlar"dan biri olan Markar Esayan'ın özrü:

    "Ben de bir Ermeni olarak ASALA cinayetlerinden dolayı kendimi hiç suçlu ve sorumlu hissetmedim. 1915'ten sonra Rus ordusuyla gelip doğuda Müslümanları öldüren katillerle de bir empati geliştirecek halim yok. Bilakis, her iki dönemde katledilen tüm insanlar adına, en az 1915'te öldürülen Ermeniler için duyduğum acı kadar keder ve üzüntü var içimde. Böyle bir dünyada yaşadığım için çok kederliyim. Hepsi için, Habil'den beri öldürülen her bir can için çok üzgünüm. Hani bir faydası olacaksa, 'Önce Ermeniler özür dilesin' diyenler var ya, eğer samimiyseler, hiç gocunmadan da özür dilerim; özür dilerim."

    Sevgili Esayan, benim de 1915 yılında Teşkilatı Mahsusa tarafından organize dilen kendi katliamcılarımla empati kuracak ve onları savunacak halim yok. O nedenle senin Türklerden dilediğin özrü ben de Ermenilerden diliyorum. Bu başlıkta bolca küfür yiyen hümanistlerden biriyim. İnsan olduğum için de "insan" olmayı "millet" olmaktan üstün tutacağım her daim.
    (22.12.2008 18:53)

kürtçe

    bu dil üzerinden bir türkiye fotoğrafı çizmek isterim: kaç sene önce olduğunu hatırlamıyorum, bir ödül töreninde ahmet kaya kürtçe şarkı söyleyip o şarkıya bir de klip çekeceğini duyurmuştu. o an kafasının etrafında bir çatal bıçak şenliğidir başladı. vatanını çok seven sanatçılar bu bölücüye, bu haine dersini vermek için çatalıyla bıçağıyla can siperane bir taarruza geçmişlerdi. olayın üzerinden sanırım 10 sene geçmedi, şimdi devlet olarak 24 saat kürtçe yayın yapan bir televizyon açıyoruz, televizyonun açılışına da 32 sene önce kürtçe şarkı söylediği için ülkeden kaçmak zorunda bıraktığımız kürt sanatçı Şivan Perwer'i kürtçe şarkı söylemesi için çağırıyoruz. bu duruma çatal bıçakçılar ne tepki gösterecek bekliyorum.
    bense mutluyum. yakın arkadaşlarımdan öğrendiğim birkaç kelime dışında kürtçe bilmiyorum ama ülkemde yaşayan milyonlarca insana konuştukları dil yüzünden baskı yapılmadığı için onlar adına mutluyum.
    (19.12.2008 18:54)

abdullah gül

    bence akp'nin başarısı ardındaki en büyük etkendir. partiyi bugünkü duruma getiren ilk zamanlardaki ılımlı, demokrat, ab yanlısı görüşlerin çoğu erdoğan'a değil gül'e aitti. ön planda erdoğan'ın liderlik gücü parıldasa da bu gücü besleyen faktör abdullah gül ve parti içinde onun temsil ettiği ılımlı kanattı. ben recep tayyip erdoğan'ın özünde demokrasi kavramını sindirebilmiş bir isim olduğuna asla inanmadım. zaten zorlama olarak taşıdığı muhafazakar-demokrat kimliği son aylardaki herkesi şaşırtan milliyetçi ve kimi zaman basına karşı tavrıyla ortaya koyduğu diktatöryal kimliği ile eridi, demokratlık gitti muhafazakarlık elde kaldı. zaten tam bu dönemde ikili arasına bir soğukluk girdi. çünkü gül, kednilerine iktidarı getiren siyaset anlayışından uzaklaşıldığının farkındaydı.
    ben akp'ye sıcak bakmasam da abdullah gül'ün erdoğan'a nazaran türkiye açısından daha önemli ve faydalı bir siyaset adamı olduğunu düşünüyorum.
    (19.12.2008 18:43)

120

    filmde anlatılan olayın gerçekte yaşanmış olduğunu duyunca üzülmek yerine öfke duydum. kime mi? 16 senelik tahsil hayatımda bir kez bile bu olayı bana anlatmayan eğitim sistemine, kendi basit hesapları ile koca imparatorluğu sonu bilinen bir felakete sürükleyen enver paşa ve şürekasına ve dolaylı olarak tüm bunların müsebbibi olan rus'lara. en çok da yönetmen ve senaristlere öfke duydum, asıl teması ve dramatik teması "çocuklar" olan bir filmde bu kadar klişe bir milliyetçi söyleme başvurdukları için. kar sahneleri her film gibi bu filme de çok yakışmış. müzikler de atmosfere uygun, oyunculuklar iyi. 10 üzerinden 65.

    umarım bir gün şehitler ve çocuklar üzerinden kan edebiyatı yapmak, onların yok olan hayatlarıyla övünmek yerine o kanların bir daha dökülmemesi üzerine filmler yaparız.
    (19.12.2008 18:17)

theo angelopoulos

    görsellerle şiir yazma ustası yunanlı bir dâhi yönetmen. kendisiyle ilk kez sonsuzluk ve bir gün* isimli filmiyle tanışmıştım. aheste aheste ilerleyen, ilerledikçe izleyicisini bir uyuşturucu iğne yemiş gibi durgunlaştırıp rahatlatan ama öte yandan sinsice acıtan bir filmdi. daha sonra ağlayan çayır* geldi, bittiği an insanın boğazındaki yutkunma kabiliyetini yok eden o modern yunan trajedisi. ve geçenlerde ölmeden önce izlememiz tavsiye edilen 100 filmden biri olan ulysses gaze ile tanıştım, balkanların acı tarihine bir farklı bir bakış getirmeye çalışan şaheserle. modern sinemanın gurusuudur kendisi o nedenle alışmamış bir bünyede adı "sıkıcılık" olan bir yan tesir yaratabilir, fakat her film her insana göre değildir.

    değinmesem hakkını yemiş olacağım. bu başyapıtların belleklerde yer edinmesinde angelopoulos kadar payı olan muhteşem müziklerin anası eleni karaindrou'ya da ayrı bir sevgi duyarım.
    (19.12.2008 17:59)

sayfa: 1-2-3-4

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.